Mezopotamya’dan geçen 28 medeniyetin mirası, Luna Merdin’de!
Mezopotamya’nın güneşten şehri Mardin ya da halkın söylediği şekliyle Merdin, yani kaleler şehri, bugün hala geçmiş medeniyetlerin ve geleceğin kalesi. M.Ö 4500’den beri, Sümerlere, Perslere, Akadlara, Hurrilere, Aramilere, Asurlululara açmış taş kapılarını...
Taşlara oyulmuş evlerde Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler, Süryaniler, Keldaniler, Yezidiler birlikte yaşıyorlar bugün... Mardin; her dilden, her dinden insanı yüzyıllardır misafir etmiş ve bu misafirlik şehrin tüm dokusuna işlemiş. Bu nedenle yalnızca bir şehir değil Mardin, bir mimari ve kültürel şölen. Her dilden, her dinden insanın oturduğu Güneş’ten bir sofra...
Luna Merdin; Mardin'in dokusunu yolculuğuklarına ortak etmek istemiş. Ay Tanrıçası anlamına gelen “Luna” ve Mardin’in eski adı “Merdin (Kaleler Şehri)” kelimelerini bir araya getirdi. Mardin’in gözünün nuru emeklerini, sizlerle buluşturmaya karar verdi.
Luna Merdin aksesuarlarının üzerinde yer alan her bir figüre, Mardin’in sokaklarında gezerken bir evin duvarında, bir caminin minaresinde veya bir kilisenin işlemeli tahta kapısında rastlayabilirsiniz. Tarihin içinden geldiği gibi yansıdığı, özel bir kenttir Mardin... Siz de bu eşsiz mirasın bir parçası olabilirsiniz, içinizden geldiği gibi...
Bugün hala Mardin sokaklarında yaşayan hikayelere, aşklara, ayrılıklara, hasretlere hala işlenen figürlerle yolculuk edecek, yirmi sekiz medeniyetin bıraktığı bu eşsiz mirasa ortak olacaksınız. Tüm farklıların bir arada olduğu Güneş’ten bir sofraya siz de konuk olacaksınız.